Mihrabında şarkı sözlerilar söylenmeyen mehtaplar yakamoza ne yapsın? Çölün ateşini dindirmeye Nil ne yapsın? İlham ne yapsın tamamlanmayacak şiire? Mürekkebi tükenmiş kamış kaleme yazılamayan vav’a hattat ne yapsın?
Zahirde duran istifhamlara teorisi tükenmiş satır aralarına nazını yitirmiş hayata seni koydum. “Sen gidince herkes gitti.” demiştim ya… Sen gidince bereketi çekildi bu şehrin. Sen gidince hüznü yaşadı heceler… Sen gidince hain pusular kuruldu şehirlilerin üstüne… Sen gidince zaman hükmünü yitirdi. Zühre sakladı yüzünü aylarca… Dedim ya sen gidince herkes gitti. Sen gidince düşler de bitti. Enkaz altında kalan aynalardan kimse
seçemez oldu yüzünü… Sen gittin talan yerine döndü şehir… Sen gittin ya herkes bedelini ağır ödedi bu gidişin…
Sen gittin. Ve herkes gitti.
Tahttan indirilenlerin değişen saltanatların ve zaferi kazanmış olmanın sevinciyle dön. Kül yığınlarından yapılan ateş-i sarayların için dön. Dön ki yüreğindeki saklı kentte tahtlar kurayım. Dön ki vicdanı tükenmişlerin en acımasız hükmü olayım. Mabetleri taşa çevirenlere dünyadan mal kaçıranlara aynaları parçalayanlara hesap sorayım.
Dön artık gittiğin yerlerden… Götürdüğün her şeyi geri getirerek dön. Yokluğun esası olan varlık için dön. Dön ki sitemi değmesin ölümün yaşanmışlığa… Dön ki zindanından kurtulsun gülzar. Payına düşeni alsın ah ü zar. Dön ki firkatinden susanlar gelişinin çığlığıyla hayat bulsun yar.
Dön artık gittiğin diyarlardan. Dön